2 Mart 2009 Pazartesi

Spirit (a.k.a Ruhsuz Şehir)

Frank Miller'in yönettiği The Spirit görsel/grafik anlamda coştursa da, konu gereği kahramınımızın "aman şehrim, ruhum, bitanem" demecinden eser koklatmayan bir film olmuş. Geniş bir kadraj neredeyse yok, mekan tanımı yok, uğruna defalarca dayak yenen şehir nedir ne değildir hiç birşey yok. Ya close-uplar var ya da abstre arkaplanlar. (bkz kahramanı yakalayan Samuel Jackson'lu Scarlet Johanson'lu nazi manzaraları) Şehirle ilgili görüp görebileceğiniz iki şey var, biri çatıların üzerinde hoplayıp zıplarken üstten azıcık gördüğümüz manzara, diğeri de afişi. (ki afiş nefis)

Heyecanlı bekleyişimiz sükut-u hayale sürüklendi, tamam siyahları kırmızıları mat beyazları seviyoruz ama 102 dakka sırf görsel seyreylenmez ki?

Rodriguez'in olmaması Frank Miller'ı iyice çizgi romana itmiş naaapsın? Haliyle ortaya hareketli çizgi roman bir film çıkmış.

Netice: 1. Frank Miller Robert Rodriguez'le film çekmeliymiş. 2.Scarlet ve Eva tüm ihtişamlarına rağmen filmi kurtarmaya yetmezmiş. 3. Sin Sity'de ağzımız açık izlediğimiz görsel/grafik stil ikincisinde aynı afiyetle yenmiyormuş 4. Rodriguez'e 10 ytl bütçe versek bile film çekermiş. (bu ayrı bi konunun necitesi)